Have an account?

2- RNA'dan protein sentezi (Translasyon):

Düzeltme işlemleri tamamlanmış olan mesajcı RNA, daha sonra çekirdekten çıkarak "ribozom" adı verilen ve enerji üretim santrali olan bir organele gelerek ona bağlanır. Mesajcı RNA molekülünün bir özelliği, sıralanan bazların 3'lü gruplar halinde ayrılmış olmasıdır. Oluşturulan bu üçlü gruplara "kodon" adı verilir. Bu şekilde üretilen mRNA, ribozoma bağlandıktan sonra, 3'lü grupların okunmasına başlanır.

Her farklı protein, belirli bir şablona göre üretilir. Her bir proteinin kendisine has amino asit dizilimi, DNA'da kayıtlı bilgiler tarafından belirlenir. Protein sentezi, DNA molekülündeki genetik şifrenin çözülmesi (translasyon) ve kayıtlı bilgilerden protein üretilmesi (transkripsiyon) olarak başlıca iki aşamada gerçekleşir. İnsanın ise bu sistem üzerinde hiçbir etkisi yoktur. Yüce Rabbimiz'in dilemesiyle, şuursuz atomlar kusursuz bir iş birliği ile hayati görevler yerine getirirler.

Taşıyıcı RNA (tRNA) adı verilen bir başka RNA çeşidi daha vardır. Bunların protein sentezi sırasındaki görevi, yeni proteinleri oluşturacak olan amino asitleri taşımaktır. Taşıyıcı RNA, mesajcı RNA veya DNA gibi uzun değildir; üzerinde yalnızca 15-20 baz sırası bulundur. Diğer bir özelliği de birbiri ardınca sıralanan bazların bir daire oluşturacak şekilde bağlanmalarıdır. Taşıyıcı RNA halkasının üzerinde iki önemli bölge vardır. Bu bölgelerden ilki, taşıyacağı amino asidin tanınmasını sağlayan bölgedir. Diğer bölge ise tRNA'nın, mRNA'ya bağlanacağı, 3 adet baz sırasından oluşan bölgedir. Bu bölgeye "anti-kodon" adı verilir.

Taşıyıcı RNA üzerinde bulunan "anti-kodon", ribozoma tutunmuş mRNA üzerindeki "kodon" adı verilen 3'lü gruplara bağlanır. Taşıyıcı RNA'ların anti-kodonları, mesajcı RNA üzerindeki kodonlara sırasıyla bağlanırken, beraberlerinde amino asitleri de getirmişlerdir. Taşıyıcı RNA'lar sırayla kodonlara bağlandıkça, sırtlarındaki amino asitler de birbirleriyle bağlanmaya başlarlar. Yüzlerce binlerce tRNA yan yana dizildiklerinde, üzerlerindeki amino asitler de yan yana gelmiş olur. İşte yan yana gelen bu amino asitler, birbirleriyle bağ yaparak proteini sentezlemeye başlarlar. Tam bu sırada, işi biten tRNA yükünü boşaltmış olarak mRNA'dan bağını kopararır ve ribozomdan ayrılır. (Detaylı bilgi için bkz. Harun Yahya, Protein Mucizesi, Araştırma Yayıncılık)


1) mRNA, ribozomun önce küçük, sonra büyük alt birimiyle iş birliği yapar.Bunun ardından ribozomun birimleri birbirlerine eklenir.

2) Belirli bir tRNA, belirli bir amino asidi taşır.

3) tRNA anti-kodonu, mRNA kodonuna bağlanır.

4) Bir sonraki tRNA, taşıdığı amino asitle birlikte mRNA üzerinde konum almak üzere ilerler.

5) Amino asitler peptid bağıyla bağlanırlar ve ilk tRNA ayrılır.

6) tRNA'lar tarafından daha fazla amino asit taşındıkça, aşamalı olarak protein de uzar.

7) Dur kodonu, protein sentezini durdurur ve protein bırakılır.

8) Protein sentezinin ardından, ribozom birimleri ayrılır.

9) Ribozomun, mRNA boyunca hareketinin özeti.

Üretim boyunca tek bir amino asidin yanlış bir yere eklenmesi, proteini işe yaramaz bir molekül haline getirmeye yeterlidir. Oysa bu işlem bütün canlı hücrelerde kusursuz bir biçimde işler. Nakliye görevini yapan her tRNA, getirdiği her amino asidi üretim talimatında belirtilen yere götürür ve üretimdeki işleyişin bozulmamasını sağlar. Moleküler biyolog Michael Denton buradaki olağanüstü düzene şöyle dikkat çekmektedir:

Eğer genom üzerinde belirli bölgeleri işaretlemek için kullanılan hedef dizilimler, hiçbir şüpheye yer vermeyecek biçimde benzersiz olmasaydı, elbette kaos kaçınılmaz olacaktı. Genom, farklı çekmecelerde aynı etiketlerin yer aldığı, bir dosya dolabına benzeyecekti.

Şuursuz moleküllerde görülen bu kusursuz disiplin anlayışı, bilinç ve sorumluluk gerektiren hareketler, üstün akıl ve güç sahibi olan Allah'a boyun eğdiklerinin ve O'nun kontrolü ile hareket ettiklerinin bir göstergesidir. Kuran’da şöyle bildirilmektedir:

De ki: İnsanların Rabbine sığınırım. İnsanların malikine, İnsanların (gerçek) İlahına; (Nas Suresi, 1-3)