Have an account?

BİR KİTAP YALNIZCA MÜREKKEP VE KAĞIT DEĞİLDİR

Okuduğunuz herhangi bir kitap, kağıttan, mürekkepten ve içindeki bilgiden oluşur. Dikkat edilirse, kağıt ve mürekkep maddesel birer unsurdur. Kaynakları da yine maddedir: Kağıt selülozdan, mürekkep ise çeşitli kimyasallardan yapılır. Ama kitaptaki bilgi, maddesel bir şey değildir ve maddesel bir kaynağı olamaz. Her kitaptaki bilginin kaynağı, o kitabı yazmış olan yazarın zihnidir.





Ayrıca bu zihin, kağıt ve mürekkebin nasıl kullanılacağını da belirler. Bir kitap, önce o kitabı yazan yazarın zihninde oluşur. Yazar zihninde mantıkları kurar, cümleleri dizer. Bunları ikinci aşamada maddesel bir şekle sokar. Yani bir daktilo ya da bilgisayar kullanarak, zihnindeki bilgiyi harflere dönüştürür. Sonra da bu harfler matbaaya girerek kağıt ve mürekkepten oluşan kitaba dönüşürler. Profesör Phillip Johnson da bu örnek üzerinden DNA'nın kökenine şöyle dikkat çekmektedir:


Bir kitabın edebi üslubunu ya da anlamını, mürekkebinin ya da kağıdın fiziksel özelliklerinden meydana gelen vasıflarıyla açıklamaya çalışmak, oldukça mantıksız olacaktır. Mesaj bir yazardan gelir; mürekkep ve kağıt ancak araçtır. Aynı şekilde DNA'da yazılan bilgi DNA'nın ürünü değildir. Bilgi nereden gelmektedir? Yazar olan kim ya da nedir?1

Buradan da şu genel sonuca varabiliriz: “Eğer bir madde bilgi içeriyorsa, o zaman o madde, söz konusu bilgiye sahip olan bir akıl tarafından düzenlenmiştir. Bu akıl tüm evreni yoktan var eden Yüce Rabbimize aittir.”

1- Phillip E. Johnson, Defeating Darwinism by Opening Minds, InterVarsity Press, Illionis, 1997, s. 73.