Have an account?

Hücre Bölünmesi Devam Ediyor



Sekizinci haftaya gelindiğinde, resimde görüldüğü gibi, bütün temel kısımları belirginleşmiş olan embriyo, cenine dönüşür. Tüm bu gelişim, genlerde kayıtlı plan dahilinde gerçekleşir.

Hücre bölünmesi sırasında, her yeni hücre daha önce bahsettiğimiz bütün kompleksliğe sahiptir: DNA, mRNA, tRNA, ribozomlar, proteinler, enzimler vs. Tüm bunlardan saniyede yaklaşık beş bin tane üretilmektedir. Prof. Gerald Shroeder'in deyimiyle "Hayatın mucizevi doğası ayrıntılarda gizlidir." Gerald L. Schroeder, Tanrı'nın Saklı Yüzü, çev. Ahmet Ergenç, Gelenek Yayınları, İstanbul, 2003, s. 118 Sekizinci haftaya gelindiğinde ise bütün temel kısımları belirginleşmiş olan embriyo, cenine dönüşür. Bilim yazarı Dr. Jerry Bergman hücre bölünmesi ile ilgili bir makalesinde şunları ifade etmektedir:

Hücrenin bölünmesi gerektiğinde DNA'nın tüm uzunluğu boyunca ayrılması, kopyalanması ve yeni hücre için tekrar paketlenmesi gerekir. Hiç kimse hücrelerin bu topolojik (köşeli olmayan şekillerin geometrisi) sorunu nasıl çözdüğünü bilmemektedir. Nicholas Wade, "How Cells Unwind Tangled Skein of Life", The New York Times, October 21, 1997, Tuesday, s. F1
Hücrenin içinde her türlü sorun için, önceden düşünülmüş çözümler mevcuttur ve bunlar daha ilk hücrenin genetik bilgisinde kayıtlı bulunur. Şimdiye kadar anlattığımız örneklerden her biri, insanın kusursuz şekilde yaratıldığının apaçık delillerindendir. Yaratılıştaki mucizeler bir kitaba sığmayacak kadar fazladır.


Hücredeki şaşırtıcı olaylardan bir diğeri ise, genetik programın tamamının her an aktif durumda olmamasıdır. Normal olarak genetik bilginin tamamının kullanıma açık ya da kapalı olması beklenir. Ancak böyle bir durumda, her hücre yalnız kendi kopyasını üretir ve tek tip hücre yığını oluşurdu. Üretilen hücrelerin bu derece çeşitli olmalarının ve farklı görevlere sahip olmalarının nedeni, genlerin açılıp kapanma özelliklerinin olmasıdır.

Yerin bitirdiklerinden, kendi nefislerinden ve daha bilmedikleri nice şeylerden bütün çiftleri yaratan (Allah çok) yücedir.

(Yasin Suresi, 36)

Genler kimyasal dille yazılmış cümleler gibidir. Her hücre genlerinden sadece bir bölümünü açar ve genin açık olan kısmındaki bilgileri yansıtır. Bu durumda genlerin geri kalanı ise kapalı durumdadır. Genlerin açılıp kapanma süreci "gen düzenlenmesi" (gen regülasyonu) olarak ifade edilir.

İnsanın normal gelişiminde gen düzenlenmesinin çok önemli bir yeri vardır. Gelişim sırasında genlerin farklı bölgeleri açılır ve kapanır; böylece bir beyin hücresi bir karaciğer ya da kas hücresinden farklı görünür ve farklı işlev görür. Hücrenin çeşidi daha evvel de ifade ettiğimiz gibi, ürettiği proteinlerin cinslerine ve miktarına göre belirlenir. Ürettiği proteinler yoluyla, hücre karaciğer ya da mide, deri veya kas hücresi olarak tanımlanır. Hücrelere hangi proteinleri üreteceklerini bildiren ise yine genlerdir. Bu üretim belli genlerin "açık" belli genlerin de "kapalı" konumda olmaları sonucunda gerçekleşir. Örneğin karaciğer hücreleri deri hücrelerinden farklı gen setlerini açarak, her hücrenin farklı proteinler üretmesini ve farklı fonksiyonlara sahip olmalarını sağlarlar.

Genler vücuttaki hücrelere hangi proteinleri yapacaklarını söyledikleri için, genler olmadan bir hücre, sadece kısa bir süre için yaşayabilir. Çünkü bir hücrenin ne yapması -hangi proteinleri üretmesi gerektiği- konusunda talimatlara ihtiyacı vardır. Yoksa taze proteinler, kısa bir zaman içerisinde biter ve hücre yaşamsal faaliyetlerini gerçekleştirmediği için ölür. Örneğin genler hücrelere belli zamanlarda kanın pıhtılaşmasını sağlayan özel proteinler yapmasını söylerler. Hatalı genler ise bunu başaramazlar, bu nedenle kanın pıhtılaşma mekanizması bozukluğu olan hemofili hastalığı görülür.

İnsan vücudunun, bazı proteinleri ömrü boyunca, bazılarını da sadece ihtiyaç olan zamanlarda üretmesi gerekir. Bu yüzden bütün genler, bir hücrenin doğru miktarda proteini, tam ihtiyacı olan zamanda üretmesini sağlayacak şekilde düzenlenirler. Örneğin gelişen embriyodaki birçok protein çok kısa süre için gereklidir. Belli bir hücre tarafından üretilen proteinler ise, embriyonun neresinde olduğuna, embriyonun yaşına ve kendi genlerinden ve diğer hücrelerden aldığı talimatlara bağlıdır. Ancak bilim adamları hücrenin, elindeki planın hangi bölümünü ne zaman devre dışı bırakması gerektiğini nereden bildiğini cevaplayamamışlardır. Bazı genler, yani her özelliğe ve organa ait dosyalar, tam gerektiği anda ve doğru zamanda engellenirken, kimileri üzerindeki kilitlerin nasıl olup kalktığı, baskıcı genler ile baskıyı ortadan kaldıran genleri harekete geçiren komutları kimin verdiği, bilim adamlarına göre tamamen karanlıkta, cevap bekleyen sorulardır.

Hücreler bölündükçe farklılaşır, yani farklı görevler edinir ve vücutta bulunmaları gereken bölgelere giderler. Birbirinin aynı hücrelerden oluşan bir et yığını değil de, bir kısmı, örneğin göz hücresi olup tam olması gerektiği yere, bir kısmı kalbi oluşturup göğüs kafesindeki yerine gider veya deri hücresi olarak bütün vücudu kaplar.

Bilimsel literatürde düzenlenme (regulation) olarak geçen bir kavramın, tesadüfen gerçekleşen bir süreç olduğunu iddia etmek kuşkusuz bilimsellikle bağdaşmayan bir durumdur. Burada da aynı gerçekle karşı karşıya kalırız: Ortada muhteşem bir plan ve akıl vardır; tüm bu planın ve olağanüstü sistemin sahibi Alemlerin Rabbi olan Allah'tır ve O'ndan başka ilah yoktur.

Hücrelerin bir yandan da birbirleri ile iletişim kurmaları, gruplaşmaları ve ortaklaşa çalışmaları neticesinde minyatür bir insan oluşmaya başlar. Embriyonun tam bir vücuda sahip olması için üç hafta daha gereklidir. Yirmi dördüncü gündeyken, embriyonun henüz kolları görünmez, fakat iki gün içerisinde, yirmi altıncı güne gelindiğinde vücudun her iki yanında kollar tomurcuk halinde belirir. Kırk sekiz saat içerisinde, kolların üst ve alt kısımlarının sınırları belirlenir. Birkaç gün sonra ise bacaklar belirmeye başlar. Sonraki ay bacaklar uzamıştır; artık el ve ayak parmakları gelişir.

Bizim sadece seyircisi olabildiğimiz tüm bu aşamalar, DNA'daki inşa planının birer parçasıdır. Herşey son derece kontrollü, hiçbir karmaşa olmadan gerçekleşir. Elbette ki böylesine kusursuz bir düzenin olduğu bir ortamda, tesadüflerden bahsetmek akılcılıkla bağdaşmaz. Üstelik canlıların tesadüfi etkilerle şekillendiğini öne süren, Darwinist bilim adamlarının kendileri de, insanın oluşumunu açıklarken, şaşırtıcı bir düzenden, alınmış bir dizi tedbirden, akılcı hareketlerden, ekonomik ve verimli sistemlerden, iş birliği ve uyumdan bahsederler. Ancak buradaki çelişki açıktır; tesadüften bahsedilen bir yerde, yalnızca karmaşa, düzensizlik ve uyumsuzluk olacaktır.