Bir proteini oluşturmak için 20 çeşit amino asit kullanılır. Her protein, 300-1.000 amino asitin kombinasyonundan meydana gelir. Yeni bir proteinin üretimi, genetik bilgide yer alan tarifler doğrultusunda gerçekleşir.
Ribozomda kodonlarla anti-kodonlar arasında, zayıf hidrojen bağları kurulur. Taşınan amino asitler ise, peptid bağıyla bağlanarak polipeptid oluşturulur.
Enzimler, ihtiyaç duyulan proteinlerin üretilmesi için, gerekli bilgiyi DNA'nın uzun zinciri üzerinde "bulur" ve sonra da bunu "okuyabilmek" için sarmal merdiven şeklindeki DNA'yı açıp ikiye ayırırlar. DNA'nın gerekli bölgesindeki bilginin bir kopyasını çıkarır, bu sırada gerekli olmayan kısımları atlayabilmek için DNA'yı bükerler. Tüm bu okuma bittiğinde ise, DNA'yı yeniden kapatıp eski haline getirirler. Tüm bu olağanüstü işlemleri, saniyenin binde biri gibi şaşırtıcı bir hızla yaparlar.1 Vücudunuzdaki her hücrede saniyede ortalama iki bin yeni protein üretildiğini düşünecek olursanız, enzimlerin ne kadar mucizevi özelliklere sahip oldukları daha iyi anlaşılacaktır.
1- Gerald L. Schroeder, Tanrı'nın Saklı Yüzü, çev. Ahmet Ergenç, Gelenek Yayınları, İstanbul, 2003, s. 68.
Hücre çekirdeğine gelen mesaj, bir dizi kompleks ve son derece organize işlemden sonra proteine dönüşür. Protein talebinin, vücuttaki 100 trilyon hücreden doğru hücrelere ulaşması, mesajı alan hücrenin kendisinden ne istendiğini anlayarak hemen işe koyulması ve kusursuz bir sonuç elde etmesi, bilim adamlarını şaşırtan olaylardır.
DNA molekülü üzerindeki genetik şifre öyle bir yazılımdır ki, içeriğini, ne anlama geldiğini ve insan hayatı boyunca vücuda nasıl etki edeceğini yalnız hücrenin kendisi "bilebilir". Fakat söz konusu hücreler, şuursuz ve cansız atomlardan oluşan kümelerdir. Yerde ve gökte herşeyi denetiminde bulunduran Yüce Rabbimiz'in yönlendirmesi ile, insanların başaramayacağı işlemleri kusursuzca gerçekleştirirler. Kuran'da
Allah şöyle buyurmaktadır:
Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a tevekkül ettim. O'nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir (dosdoğru yolda olanı korumaktadır.) (Hud Suresi, 56)
Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner; sizin gerçekten Allah'ın herşeye güç yetirdiğini ve gerçekten Allah'ın ilmiyle herşeyi kuşattığını bilmeniz, öğrenmeniz için. (Talak suresi, 12)
Protein molekülleri bir evin tuğla üstüne tuğla konularak inşa edilmesi gibi "bloklar halinde" üretilir. Her farklı protein belirli bir şablona göre üretilir. Her bir proteinin kendisine has amino asit dizilimi, DNA'da kayıtlı bilgiler tarafından belirlenir. DNA molekülündeki genetik şifrenin çözülmesi ve kayıtlı bilgilerden protein üretilmesi, başlıca iki aşamada gerçekleşir:
1- DNA'dan RNA sentezi (Transkripsiyon)
2- RNA'dan protein sentezi (Translasyon)
1- DNA'dan RNA sentezi (Transkripsiyon):
Protein üretiminde ilk aşama RNA sentezidir. Bu işlem DNA sarmalının açılmasıyla başlar. DNA molekülü üzerindeki Adenin, Guanin, Sitozin ve Timin bazları karşı karşıya gelip el ele tutuştuklarında iki omurgayı birleştirmiş, sarmal yapıyı meydana getirmişlerdir. Transkripsiyon aşamasında ise söz konusu bazlar, ellerini bırakırlar ve DNA molekülünün çift zincirli yapısı tıpkı bir "fermuar" gibi açılmaya başlar.
DNA çözülmeye başladıkça "RNA polimeraz" adı verilen özel bir protein, DNA üzerinde gezerek onu okumaya başlar. Bu okuma esnasında DNA üzerindeki bazlara karşılık gelen diğer bazlar birbirlerine eklenerek yeni bir RNA üretilir. Üretilen bu RNA; mesajcı RNA (mRNA)'dır. Mesajcı RNA'nın DNA'dan farkı, Adenin bazının karşısına Timin, yerine "U" harfiyle gösterilen "Urasil" bazının gelmiş olmasıdır. Ayrıca bu bazlar üçlü gruplar halinde sıralanmışlardır.
Üretimi tamamlanan mesajcı RNA, daha sonra DNA üzerinden ayrılarak bir dizi işlemle çeşitli düzeltmelere tabi tutulur. Bir heykeltıraşın meydana getirdiği heykeli, en ince detayına kadar yontarak düzeltmesi gibi, hücre de aynı şekilde üretilen kaba RNA'yı düzeltmek için bir dizi enzimi görevlendirir