Have an account?

Genler Hücre Bölünmesini ve Büyümeyi Nasıl Kontrol Ederler?

Genlerin en önemli görevlerinden biri de, embriyoların nasıl geliştiğini kontrol etmektir. Bu süreçteki yoğun düzenlemeler, bölünen hücrenin DNA'sının düzgün olarak kopyalandığına, DNA'daki hataların onarıldığına ve her yeni hücrenin tam bir set kromozom aldığına emin olunmasını sağlar. Bu süreçte, bazı genlerin hataları kontrol etmesini ve bir şey yanlış giderse, onarım için işlemleri durdurmasını sağlayan denetim noktaları vardır. Eğer bir hücrenin DNA'sında tamir edilemeyecek bir hata olursa, "apoptosis" denilen programlanmış "hücre ölümü" gerçekleşebilir. Bu, vücudun ihtiyacı olmayan hücrelerden kurtulması için yaygın bir yöntemdir. Apoptosis yapan hücreler parçalanır ve makrofaj denilen bir tür akyuvar hücreleri tarafından geri dönüşümü yapılır. Apoptosis, vücudu kansere sebep olabilecek, genetik açıdan hasarlı hücrelerden korur. Kanser, bilindiği gibi hücre bölünmesinin normal düzenlemesi bozulduğunda oluşur. Bölünme kontrolsüz, düzensiz gerçekleşir ve kanserli bir tümöre yol açan genetik bozuklukları biriktirir. Apoptosis ayrıca embriyonun gelişiminde ve yetişkin birinin dokularının korunmasında çok önemli bir rol oynar.


Eğer bir hücrenin DNA'sında tamir edilemeyecek bir hata olursa, “apoptosis” denilen programlanmış “hücre ölümü” gerçekleşebilir. Böylece vücut, ihtiyacı olmayan hücrelerden kurtulur. Apoptosis, vücudu kansere sebep olabilecek, genetik açıdan hasarlı hücrelerden korur. Bu sistem, Rahman ve Rahim olan Allah'ın üzerimizdeki bir korumasıdır.

Moleküler biyolojinin en önemli buluşlarından biri, bazı genlerin bazıları üzerinde daha etkili olduğunun keşfedilmesidir. Bunun sebebi, genlerin bu yetki derecelerine göre organize olmalarıdır. Örneğin bazı genler sadece hemoglobin yapılması, saçın uzaması veya sindirim enzimlerinin üretilmesi gibi sabit işlerden sorumludur. Bu moleküler işçilerin üzerinde ise "düzenleyici genler" bulunur. Bunlar bu işçi genleri çalıştırır ve durdururlar. Örneğin, çocukluk döneminde hemoglobin geninin çalışmasını durdurur, gerektiğinde de çalıştırırlar. Düzenleyici genler, hem işçilerin hem de orta dereceli yönetici genlerin üzerinde üst düzey kontrol geni olarak hareket ederler. Bunların kararları, düzinelerce hatta yüzlerce alt birimi etkiler. Bu genler o kadar hayati önem taşır ki, embriyo döneminde zarar görmeleri ölümcül olabilir.

Bu, üzerinde dikkatle düşünülmesi gereken bir bilgidir. Genler, atomlardan oluşan moleküllerdir. Peki bu moleküller, aralarında böylesine düzenli bir organizasyonu nasıl kurmuşlardır? Nasıl olup da, bir molekül bir insanın boyunun uzamasını durdurma kararı alır, bu kararını diğerine iletir, diğeri ise bu kararı nasıl anlayıp uygulamaya koyar? Bu disiplinin kurucusu kimdir? Dahası, milyonlarca yıldır, trilyonlarca gen, aynı disiplin, itaat, akıl ve şuurla görevini eksiksiz yerine getirmektedir. Böyle bir sistemin tesadüfen oluştuğunu iddia etmek, çok büyük bir safsatadır. Genleri, en akılcı ve en kusursuz biçimde programlayan şüphesiz, herşeyin Rabbi olan Allah'tır.


De ki: "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" De ki: "Allah'tır." De ki: "Öyleyse, O'nu bırakıp kendilerine bile yarar da, zarar da sağlamaya güç yetiremeyen birtakım veliler mi (tanrılar) edindiniz?" De ki: "Hiç görmeyen (a'ma) ile gören (basiret sahibi) eşit olabilir mi? Veya karanlıklarla nur eşit olabilir mi?" Yoksa Allah'a, O'nun yaratması gibi yaratan ortaklar buldular da, bu yaratma, kendilerince birbirine mi benzeşti? De ki: "Allah, herşeyin yaratıcısıdır ve O, tektir, kahredici olandır." (Rad Suresi, 16)